Göbeklitepe
Neolitik Devrim
Slowtravelguide
Göbeklitepe’nin, son 30 yılda Türkiye’nin en önemli keşiflerinden biri olduğunu kimse inkar edemez.
Eminiz pek çok insan bu teori hakkında bizimle hemfikir, çünkü ziyaretimiz sırasında, otoparkta gördüğümüz ziyaretçi sayısı bunu kanıtlar derecede fazlaydı.
Ayrıca ziyaretimizi Ağustos ayının başında gerçekleştirdiğimiz için, bu yoğunluk elbette şaşılacak bir şey değildi.
Park alanından sonra, kısa bir yürüyüşün ardından Göbeklitepe ören yerine ulaşabilirsiniz. Kazı alanını, hava koşullarından koruyan uzay gemisi şeklindeki bina, çöl benzeri bir ortamda sizi bariz bir şekilde karşılıyor.
Göbeklitepe Örenyerine Yürüyüş
Yaz aylarında, yakıcı bir güneş tepenizdeyken, otoparktan alana yürüyüş kavurucu olabilir.
Bu durumda güneşten korunmak için gerekli tedbirleri almak ve yanınızda su getirmek gezinizi konforlu şekilde yapmanıza yardımcı olacaktır.
Hedefe Varmak Üzereyiz
Göbeklitepe’nin Tekrar Keşfi
Göbeklitepe, ilk olarak 1963 yılında bir Türk-Amerikan ortak araştırma projesi sırasında keşfedilmiş. Bu proje İstanbul ve Chicago Üniversiteleri Güneydoğu Anadolu Tarih öncesi Araştırmaları karma projesi kapsamında Halet Çambel ve Robert John Braidwood tarafından yönetilmiş.
Ancak 1994 yılına kadar yani Heidelberg Üniversitesi’nden Klaus Schmidt bölgeyi ziyaret edene kadar gerçek önemi anlaşılmamış.
Kazı alanları üzerinde bulunan Çatı Örtüsü ve ahşap yürüme platformu, sizi güneşten koruyor ve Göbeklitepe’yi 360 derece gezmenizi sağlıyor.
Göbeklitepe’deki kazı çalışmaları ilk olarak Harald Hauptman ve Adnan Mısır tarafından başlatılmış ve daha sonra Klaus Schmidt kazı başkanlığı görevini devralarak 2014 yılındaki vefatına kadar çalışmalarına devam etmiş.
Klaus Schmidt’in araştırması, insanlık tarihinin bu önemli dönemine ilişkin anlayışı büyük ölçüde değiştiren yapıların ve eserlerin keşfedilmesine yol açmış. Avcı-toplayıcı yaşam biçiminden, gıda üreten topluma geçiş dönemi olan ve Neolitik Devrim adı verilen bu dönem insanlık tarihi için önemli bir keşif.
Klaus Schmidt’in vefatının ardından proje, Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi başkanlığında Alman Arkeoloji Enstitüsü ile birlikte yürütülüyor..
(C Yapısı)
Göbeklitepe Ören Yeri ilk bakışta sınırlı bir alan gibi görünse de, keşfedilecek o kadar çok ayrıntı var ki, öyle hissettirmiyor.
D Yapısı
Göbeklitepe’de bugüne kadar keşfedilen yapılar arasında en iyi korunmuş olandır. En geniş yerinde 20 metre çapında, oval planlı olan yapı, C yapısı gibi özenle düzeltilmiş anakaya üzerinde inşa edilmiştir. D Yapısı Çanak Çömleksiz Neolitik A (PPNA) ve/veya Çanak Çömleksiz Neolitik B (EPPNB) evresinin başlarına tarihlenmektedir.
Yapının merkezindeki iki dikilitaş, yine anakayaya 15cm kadar oyulu sığ kaidelerin içine oturmaktadır. Yapı duvarının içerisine düzenli aralıklarla yerleştirilen, merkezdekilerden daha küçük 12 dikilitaş bulunmaktadır.
Yapının bazı kesimlerinde duvar sıvalarına ait izlere rastlanmıştır. Duvar sıvalarının korunmuş olması yapının üstünün kapalı olduğuna işaret etmektedir. Merkezde, sığ kaideler içerisine yerleştirilen büyük dikilitaşlar çatıya ek destek sağlamış olmalıdır.
B Yapısı
A Yapısının kuzeyinde yer alan bu yapı Çanak Çömleksiz Neolitik A (PPNA) ve/veya Çanak Çömleksiz Neolitik B (EPPNB) evresinin başlarına tarihlenmektedir. Yapı 12 m çapında yuvarlak planlıdır.
İşlenmiş kireçtaşı anakaya üzerine inşa edilen C ve D yapılarının aksine B Yapısının tabanı ”terazzo” adı verilen bir harç ile kaplanmıştır. Yapının merkezindeki iki dikilitaş diğerlerinden daha büyüktür. Yapıyı çevreleyen duvar içerisinde daha küçük dokuz dikilitaş daha bulunmaktadır ve olasılıkla bu sayı ileride yapılacak kazılarla artacaktır.
B Yapısı (Ön Plandaki)
C Yapısı
B Yapısının doğusunda bulunmaktadır. Yuvarlak-oval planlı yaklaşık 25 metre çapında bir yapıdır. Bu yapı bugüne kadar Göbeklitepe’de keşfedilen en büyük yapıdır. Çanak Çömleksiz Neolitik A (PPNA) ve/veya Çanak Çömleksiz Neolitik B (EPPNB) evresinin başına tarihlenmektedir.
C Yapısı doğrudan, düzeltilmiş kireçtaşı anakayanın üzerine oturmaktadır ve herbiri farklı bir evreyi yansıtan iç içe geçmiş üç cephe duvarına sahiptir.
En dıştaki duvar yapının en eski evresinde, en içteki ise en yeni evresinde inşa edilmiştir. İçteki duvarda, özgün konumunda T biçimli 9 dikilitaş bulunurken, olasılıkla yapı inşa edildiğinde bunların sayısı daha fazlaydı.
Yapının merkezinde doğal kireçtaşı anakayaya oyulmuş 2 kaide, bir çift büyük T biçimli dikilitaşı tutmaktadır. Dış duvardan içeriye doğru uzanan dar bir koridor (dromos) yapının eski girişi olmalıdır. Bu koridora giriş, batı yanında yırtıcı bir hayvan tasviri bulunan büyük U biçimle sağlanmıştır.
Aklınızda Bulunsun
Nasıl Gidilir: Özel, kiralık araç yada toplu taşıma (sayfa sonundaki haritaya bakın).
En Yakın Havalimanı: Şanlıurfa Havalimanı.
Park Alanı: Mevcut.
Yürüyüş Yolu: Kolay.
Bebek Arabası: Uygun.
Giriş Ücreti: Ücretli (Müzekart+ geçerli).
Tesis: Küçük bir kafe, hediyelik eşya mağazası ve WC mevcut.
Ziyaret İçin Uygun Zaman: Hava şartlarına bağlı olarak tüm yıl boyunca ziyaret edilebilir.
A Yapısı
Keşfedilen ilk megalitik yapı A Yapısıdır. Bu bina düz yan duvarlara sahiptir, bu nedenle oval (yuvarlak) olan diğer yapılardan biraz farklıdır. A Yapısının daha eski bölümleri henüz gün yüzüne çıkmamıştır.
Kireçtaşından yapılmış T şeklindeki monolitler üzerinde vahşi hayvan figürleri dikkat çekmektedir.
B Yapısında, Dikilitaş Üzerinde Bulunan Bir Tilki Motifi
T Şeklindeki Dikilitaşlardan Birinin Üzerindeki Yaban Domuzu Figürü
Dikilitaş Üzerinde Tasvir Edilmiş Hayvan Figürleri; Tilki, Kuş ve Öküz
F Yapısı
F Yapısı tepenin güneybatısında bulunmakta ve Çanak Çömleksiz Neolitik B (EPPNB) evresinin başına tarihlenmektedir. Yapı yuvarlak/oval planlı ve 7.5 metre çapındadır.
Yapı ögeleri arasında terrazzo taban ve 8 adet T biçimli dikilitaş bulunmaktadır. Dikilitaş sayısı ileride yapılacak kazılarla artacaktır.
Yapı, Çanak Çömleksiz Neolitik A (PPNA) evresinin tipik özelliği olan yuvarlak-oval planlıdır; buna karşın tepenin oldukça yüksek bir noktasında yer alması ve T biçimli dikilitaşların boyutları ile Çanak Çömleksiz Neolitik B (PPNB) evresinin yapılarıyla benzerlik taşımaktadır.
Diğer Bir Tilki Figürü
T Şeklindeki Taş Üzerinde Birkaç Kuş Figürü
Yakınlarda Başka Nereler Var?
Nemrut, mutlaka keşfedin (190 km)
Dara, efsanevi Dara antik kenti ziyaret edin (200 km)
Harran Kümbet Evleri, 200 yılı aşkındır kullanılan ve dünyada eşi olmayan yapılar (53 km)
Soğmatar Harabeleri, dünyadaki en eski yerleşim yerlerinden biri olan Şanlıurfa’da bulunan antik kent (69km)
E Yapısı ( Kaya Tapınağı)
E Yapısı Göbeklitepe’de ilk yıllarda yapılan kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan yapılardan biridir. Bu oval yapı ana kaya üzerine oturmaktadır ve hemen kuzeyindeki iki büyük çukurla birlikte keşfedilmiştir.
Ana kazı alanındaki C ve D yapılarının keşfinin ardından, buranın da anıtsal yapılardan biri olduğu anlaşılmıştır. E Yapısının T biçimli dikilitaşları ve taş duvarları tamamen yok olmuştur; günümüze yalnızca, düzeltilmiş kireçtaşı zemin ve yapının merkezindeki T biçimli 2 dikilitaşı taşıyan kaideler kalmıştır.
Göbeklitepe hakkında herhangi bir sorunuz yada yorumunuz varsa, lütfen iletişim sayfamızdan bize ulaşın. Ayrıca Facebook ve Instagram sayfalarımız üzerinden bize mesaj gönderebilir veya yorum bırakabilirsiniz.
Türkiye ile ilgili güzel fotoğraflarınızı veya deneyimlerinizi paylaşmak için facebook Turkey Travel Photography grubumuza katılabilirsiniz.
Oldukça Muhteşem, Değil Mi?
Pratik Bilgi
Göbeklitepe’ye kendi aracınız ile, toplu taşıma araçlarıyla veya özel turlarla kolayca ulaşılabilir.
Daha önce de belirttiğimiz gibi, özellikle yaz mevsiminde ziyaret etmeyi planlıyorsanız kendinizi güneşten koruyun, çünü antik kente doğru yürürken çok fazla gölge yok.
Mardin
Ziyaretçilerine, zamanın burada durduğu izlenimi veren Mardin , Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin şiirsel şehirlerinden biri. Mimari, etnografik, arkeolojik, tarihi ve görsel yapılardan oluşan hazinesi ile Mardin, tarihi ve sanatsal değeri büyük camiler, türbeler, kiliseler, manastırlar ve diğer dini eserlere ev sahipliği yapıyor. (Devamını oku)
Dara Mezopotamya Harabeleri
33 yıldır bilimsel kazı ve araştırmaların yapıldığı Dara Antik Kenti, Doğu Roma İmparatorluğu tarafından Perslere karşı yapılan savaşlarda askeri üs olarak inşa edilmiş ve adını Pers Kralı Darius’tan almış. (Devamını oku)
Nemrut
Nemrut Dağı’ndaki hiyerotesyon (heykellerin diziliş şekli), Kral I. Antiochos döneminde inşa edilmiş. Nemrut Dağı, yukarı Fırat Vadisi üzerinde önemli bir geçiş noktası. Kommagene Krallığının en önemli döneminde Kral Antiochos hüküm sürmüş ve krallık kuzeyde Toros Dağlarından Batıda Kahramanmaraş’a kadar yayılmış. (Devamını oku)
© 2016-2022 All rights reserved by slowtravelguide.net.
The content of this website is copyright protected and the property of slowtravelguide.net.No part of this website may be reproduced in whole or in part in any manner without the written permission of the copyright owner.
Copyright ©2016-2022 Tüm hakları saklıdır. Bu (slowtravelguide.net.) web sitesinin içeriği koruma altındadır ve slowtravelguide.net.Buradaki hiçbir içerik (yazı,fotoğraf,video vb.) izinsiz olarak kopyalanamaz, alıntı yapılamaz,başka yerde yayınlanamaz.