Patara

Kendi Antik Kenti Olan Türkiye’nin En Uzun Sahili 

Slowtravelguide

Patara, Türkiye’deki en uzun kumsaldır. Öyle ki, kum tepelerinin keyifli görüntüsü eşliğinde 12 km boyunca yürüyüşler yapabilirsiniz. 

Patara kumsalı, deniz kıyısında yürüyüş yapmayı ya da at binmeyi sevenler ve yüksek sezonda bile kalabalık olmayan doğal kıyılar arayan deniz ve güneş meraklıları için eşsiz bir seçenek!

Bunun bile Patara’yı ziyaret etmek için yeterli bir sebep olduğunu düşünebilirsiniz, ama o zaman kıyıya ulaşmak için geçtiğiniz antik kente haksızlık etmiş olursunuz. Aslında Patara’ya adını veren de bu antik kenttir.

Mettius Modestus ve Lahit Kemeri

Tüm İhtişamı ile Patara Kumsalı

Plaj Kültürünün En Gerçek Hali

Bu tanım, Patara’ya tıpatıp uymaktadır. İçtenlikle söyleyelim ki, el değmemiş kumsalın mı yoksa hemen yanındaki harabelerin mi daha etkileyici olduğuna karar vermek oldukça zor! Kumsalın böylesine bâkir kalmasının iyi bir nedeni var tabi: burası bir koruma alanı. Hem de tüm kumsal, Caretta – Caretta’ların (korundukları) yaşam alanı ve aynı zamanda birinci derece arkeolojik sit alanı olduğu için iki katlı koruma altında.

Kumsaldaki İzler

 

 

Patara’nın Büyüleyici Günbatımları

 

Bu Muhteşem Bir Kumsal!

 

 

Dahası, Patara kumsalının gerisindeki Gelemiş köyünü henüz hiçbir tur operatörü keşfetmedi. Köyün genel havasında bir sadelik var; yerel aile işletmeleri, kalacak sevimli yerler ve kendi üretimleri olan yiyecekler sunuyor. Kumsalda rastlayabileceğiniz tek insan yapısı şey, belediyenin işlettiği küçük ahşap bir kafe.

Onun dışında sizi bekleyen, 12 km’lik bakir bir kumsal!

Kumsaldaki Yaşam

 

 

Arkeolojik Bir Güzellik: Antik Patara

Bronzlaşmanın yanı sıra kültürel etkinlik de yapılamaz mı? Patara harabeleri arasında bir yürüyüşe çıkın. Sahile giderken zaten yanından geçtiğiniz için erişimi çok kolaydır. Sizi burada bir yanda kum tepeleri, arkada dağlar ve arada bir yerde doğal yaşamıyla bir kıyı gölcüğünün oluşturduğu muhteşem bir ortam bekliyor. Zaten Patara’nın Roma döneminde çok önemli bir şehir olduğunu hemen anlıyorsunuz. Kısmen restore edilmiş olan kalıntıların da anlatacağı çok ilginç hikâyeler var.

Patara, bir Tiyatro, birkaç Tapınak Türbe, bir Meclis Yapısı ya da Bouleuterion ve bir de Sütunlu Cadde’ye ev sahipliği yapar. Ziyaretçilerin çoğu Ana Cadde ve Bouleuterion bölgesini geçmezler ki bu bir kayıptır. Bu gönderide, daha ileriye doğru yol aldığınızda sizi çok şaşırtacak görüntülerle karşılaşacaksınız.

Tarihte Patara 

Eğlenceli bir nokta: Patara’nın aynı zamanda Aziz Nicholas’ın doğum yeri olduğuna inanılır. Kendisi Santa Claus, ya da Noel Baba olarak da bilinir. Daha sonra halen adını taşıyan bir kilisesi bulunan ve ziyarete açık olan Demre’ye yerleşmiştir.

Likya’nın önde gelen altı şehrinden biri olarak Patara son derece zengindi ve gelişmekte olan bir ticari yaşamı vardı.

Patara’nın bulunduğu yerin ilginçliği ve zenginliği Büyük İskender’in de gözünden kaçmadı ve burayı fethetmesine yol açtı; sonra da şehrin diğer ucuna önemli bir deniz üssü kurdu. Roma Valisi Patara’yı kendi yönetim merkezi yaptı ve yine Roma döneminde şehir Likya ve Pamfilya eyaletlerinin başkenti oldu.

Ancak Roma döneminin sonlarına doğru düşüş başladı. Yüzyıllar boyunca Patara, hem boyutundan hem de öneminden kayıplar verdi. Nihayet liman alüvyonla dolduğunda, Patara’nın da sonu gelmiş demekti. Bakımsızlığa terk edilen muhteşem yapılar zamanla kumların altında kaldılar.

Neyse ki Patara’da yapılan kazılar bu görkemli yapıların bir kısmının gün yüzüne çıkarılmasını sağladı ve bunların bazıları da titizlikle restore edildi. Aşağıda yer verdiğimiz çevrede bizimle bir geziye buyurun.

Mettius Modestus’un Ön Planda Lahitli Kemer

 

METTIUS MODESTUS Kemeri

Patara’ya geldiğinizde ilk gözünüze çarpan şeylerden biri Mettius Modestus Takı olacaktır. Bu üç tonozlu zafer Takı, Patara’nın simgesi olmuştur.

Patara halkının Likya ve Pamfilya valisi General Mettius Modestus onuruna inşa ettiği üç tonozlu bu büyük tak, 10 m yüksekliğindedir. Takın yanında çoğunlukla Likya Sarkofajı (lahit) olan bir Nekropol (toplu mezar yeri) görürsünüz. Takın 50 m kadar güneyinde, MS 1.yüzyıldan 4.yüzyıla kadar kullanılmış olan sekizgen bir havuzun kalıntıları bulunur.

Mettius Modestus Kemeri ve Önündeki Sekizgen Havuz

Tiyatro Oldukça İyi Korunmuş ve Harika Manzaralar Sunuyor

Tiyatro

Patara antik kentinin tiyatrosu, M.Ö. ikinci ya da birinci yüzyılda Kurşunlutepe’nin kuzey yamacına inşa edilmiştir. Yarım daire şeklindeki oturma alanı 80 m çapında olup, 6000 kişi kapasiteli 38 sıradan oluşur. Tiyatronun en üst sırasında İmparatorluk Kültüne adanmış bir tapınak vardır.

Son derece etkileyici olan sahne binası ya da Skene, 41,5 m uzunluğunda ve 6,5 m yüksekliğindedir. Sahne duvarının kuzeybatı tarafında bulunan anıtsal yazılar, sahnenin tamamının Quintus Velius Titianus tarafından finanse edildiğini anlatır.

Titianus ayrıca oturma yerlerinin üst bölümündeki 11. sırayı (ve belki on birinci cercis), bu bölüm üzerindeki tenteyi ve belki diğer perdeleri de finanse etmiş olabilir. Yazıda ayrıca kızı Velia Procla’nın yenileme çalışmalarını tamamladığı ve tiyatroyu İmparator Antoninus Pius ve bazı tanrılara adayarak heykel ve mermerlerle süsleyip döşediği bilgileri yer alıyor.

 

Kurşunlutepe Ve Tapınak Türbe

Tiyatrodan sonra yukarı doğru yöneldiğinizde, tüm bölgenin muhteşem bir manzarasına hâkim olan Kurşunlutepe’nin en üst noktasına kadar yürüyebilirsiniz. Ayrıca tepeye vardığınızda, Erken Roma İmparatorluk döneminden kalma Tapınak Türbe kalıntılarını da görebilirsiniz. Çok harap bir durumda olsa bile buranın bulunduğu konum açısından son derece önemli vatandaşların gömüldükleri bir yer olduğu tahmin edilebilir.

 Etkileyici Bouleuterion

Bouleuterion

Likya Birliği’nin Bouleuterion’u ya da Meclis Salonu, MÖ 1.yüzyılın başlarında inşa edildi. Zaman içinde özgün yapıda bazı onarımlar yapıldı. Roma İmparatoru Claudius ya da İmparator Nero döneminde cavea, yani oturma yerleri genişletildi.

Bouleuterion’un Pencerelerinden Birinden Manzarayı Kontrol Ediyoruz

Bouleuterion’da VIP Koltuklar

Daha sonra büyük bir depremin ardından yapıya, içinde bir sahne bulunan bir Stoa, saçak eklendi. Bundan sonra yapı konser salonu olarak da kullanıldı. Bouleuterion, 21 sırada yer alan 1400 kişilik oturma kapasitesine sahip. Merkezinde Yöneticilere ayrılan oturma yerine ‘tribunalia’ deniyordu. Restore edilmiş olan yapı, Patara’nın kesinlikle en çarpıcı ögelerinden biridir!

Arka Planda Ana Cadde ile Bouleuterion Kemeri

Sütunlu Ana Cadde

Sütunlu Ana Cadde

Sütunlu Ana Cadde, iç-liman ile Bouleurerion’un önünde bulunan Agora’yı birbirine bağlıyor. Caddenin bir yanını granit, diğer yanını ise mermer sütunlar süslüyor. Hiç tekerlek izi olmaması, buranın sadece yayalar tarafından kullanıldığını düşündürüyor. Peş peşe gelen depremlerden sonra çöken cadde daha sonra tamamen seller altında kalmış. Hatta ortaya çıkarılmış olan 100 metrelik bölümün büyük kısmı bugün bile sel altında kalıyor.

Caddenin bir tarafında eskiden var olan dükkânların yıkıntılarını görebilirsiniz. Diğer tarafta ise devam eden kazı çalışmaları nedeniyle erişime kapalı olan Merkez Hamamı ve Nero-Vespasianus Hamamı kalıntıları bulunmaktadır.

Aklınızda Bulunsun

Nasıl Gidilir: Özel, kiralık araç yada Kaş veya Kalkan’dan hareket eden toplu taşıma araçları ile (sayfa sonundaki haritaya bakın). 

En Yakın Havalimanı: Dalaman Havalimanı.

Park Alanı: Mevcut.

Yürüyüş Yolu: Kolay.

Bebek Arabası: Uygun değil.

Giriş Ücreti: Ücretli.

Tesis: Küçük bir market var.

Ziyaret İçin En Uygun Zaman: Tüm yıl boyunca hava şartlarına bağlı olarak ziyaret edilebilir.

 

Patara’da Kısmen Restore Edilmiş Deniz Fenerinin İçi

 

Deniz Feneri

Önemli bir liman şehri olan Patara’nın doğal olarak bir deniz feneri de vardı. Yaklaşık 2000 yıllık olduğu tahmin edilen fenerin dünyada en eskilerden biri olduğuna inanılıyor. MS 60 civarında yapılan fenerin yüksekliğinin de inşa edildiğinde 16 ile 20 metre arası olduğu tahmin ediliyor. Deniz fenerinin bir tsunami ile yıkılmış olduğuna dair teoriyi, araştırmacılar da destekliyor. Feneri oluşturan taşların aynı tarafta bulunması teoriyi doğruluyor.

Bilim insanları, bir depremde taşların her tarafa dağıldığını söylüyorlar. Bugün fenerden ayakta duran pek fazla parça kalmış değil, ama restorasyon için planlar yapılıyor. Ancak şu haliyle bile hayran olunası bir yapı…

Patara’daki Prostylos Tapınağı

 

Prostylos Tapınağı Ve Selçuk Hamamı

Patara’nın çalılıkları arasında gerçekten çok görkemli ve iyi korunmuş bir tapınak yükselir. Prostylos Tapınağı, Likya’nın en iyi korunmuş tapınağı olarak bilinir. Bir buçuk metre yüksekliğinde bir taban üzerine oturtulmuş olan yapının boyutları 12,8 x 9,7 metredir. İbadet edilen alana şimdi bir iskele ile destek verilmiş olan 6,6 metre yüksekliğinde gösterişli bir kapıdan giriliyor. MS 2.yüzyılda inşa edilen tapınağın kime adanmış olduğu bilinmiyor. Prostylos Tapınağı’nın hemen yanında bir Selçuk Hamamı’nın yıkıntıları yer alıyor.

Patara’nın Orijinal Kasası Korunmuş Tek Tapınak Mezarı

Patara’nın Diğer İlginç Kalıntıları 

Çok geniş bir alana yayılmış olan Patara’nın her köşesinde eski kente ait harabelerin olduğu söylenebilir. Örneğin, eskiden bir Tahıl Ambarı olan oldukça büyük bir bina görürsünüz. Onun yanında başka bir Tapınak Türbe, ‘Pseudoperipteral yapıda’ bir Tapınak Türbe bulunur. Hemen girişinde sizi karşılayanlar arasında birkaç Nekropol, Tapınak Türbe, Seramik Fırınları ve Liman Hamamları sayılabilir.

Pratik Bilgi

Patara, Türkiye’de hem cennet gibi bir kumsala hem de etkileyici bir antik dönem ören yerine sahip birkaç yerden biridir. Kelimenin her anlamıyla muhteşem bir yerdir. Elbette Phaselis ve Teos da antik kentleri olan sahillerdir. Ancak hem kumsalın hem de antik kentin boyutları açısından Patara ile boy ölçüşemezler. 

Plaj gün batımından sonra 08:30’a kadar kapalıdır. Plajlar ve antik kalıntılara giriş için küçük bir giriş ücreti alınıyor. 

Liman Hamamları’nın yanında, kendine ait öyküsüyle yemyeşil bir palmiye korusu olan Leto’nun Palmiye Korusu yer alır. Efsaneye göre Tanrı Apollo, Zeus ile Leto’nun oğludur. Bir kıskançlık kriziyle Hera’nın her yeri lanetlemesinden sonra Leto, Apollo ve Artemis’i doğurmak için kendine güvenli bir yer arayıp bulmak zorunda kalır. Nihayet okyanusun tabanına bağlı olmayan bir ada bulduğunda doğum sancısı başlar. Leto, yumuşak çayıra diz çökerek kollarını bir palmiye ağacına doladığında, altındaki toprak neşeyle güler. İşte Apollo o zaman doğar. Antik dönem kaynakları bu yerin Ege Denizi’nde bir ada olan Delos olduğundan bahseder. Ancak modern literatüre göre kayalık olan Delos, mitolojideki tanıma uymaz; oysa Patara’daki palmiye korusu tamamen uygundur.

 

 

Patara hakkında herhangi bir sorunuz yada yorumunuz varsa, lütfen iletişim sayfamızdan bize ulaşın. Ayrıca Facebook ve Instagram üzerinden bize mesaj gönderebilir veya yorum bırakabilirsiniz.

Türkiye ile ilgili güzel fotoğraflarınızı veya deneyimlerinizi paylaşmak için facebook Turkey Travel Photography grubumuza  katılabilirsiniz.

Yakınlarda Başka Nereler Var?

Letoon; Likya festivali mekanı (6 km)

Xanthos, görülmeye değer mi? (10 km)

Şirin  Kalkan‘ın keyfini çıkarın! (12 km)

Sidyma, ineklerin Likya Lahitlerinin yanında poz verdiği yer (16 km)

Kalabantia; Fethiye yakınlarında bir korsan yuvasını ziyaret etmek (22 km)

İlginizi Çekebilir

Iasos

Iassos, Bodrum Yarımadası yakınlarında sıklıkla gözden kaçırılan bir antik yerleşim yeridir. Muhtemelen 4000 yıldan daha eski olan kasabanın; birincil gelirini halen balıkçılık ticareti oluşturuyor. (Devamını oku)

Kalkan

Kalkan, şüphesiz her şeye sahip olan tatil beldelerinden biri: çekicilik, sahil konumu, pitoresk limanı ve gittiğiniz her yerde hala görünen Yunan izleri. Her türden turisti çekmek için çekici küçük dükkanların ve davetkar restoranların bulunduğu dar Arnavut kaldırımlı sokaklar… (Devamını oku)

Kaunos

Dalyan yakınlarındaki Kaunos antik kenti, Dalyan nehrine bakan kayalara oyulmuş Likya kaya mezarlarıyla tanınır. Etkileyici bir manzara ve bölgedeki en önemli turistik yerlerden biridir. (Devamını oku)

KAŞ HAVA DURUMU

© 2016-2022 All rights reserved by slowtravelguide.net.
The content of this website is copyright protected and the property of slowtravelguide.net.No part of this website may be reproduced in whole or in part in any manner without the written permission of the copyright owner.
Copyright ©2016-2022 Tüm hakları saklıdır. Bu (slowtravelguide.net.) web sitesinin içeriği koruma altındadır ve slowtravelguide.net.Buradaki hiçbir içerik (yazı,fotoğraf,video vb.) izinsiz olarak kopyalanamaz, alıntı yapılamaz,başka yerde yayınlanamaz.