Limyra’nın Tarihi

Tarihçiler Limyra’nın Likya dilindeki adı olan Zẽmuri’nin, Hitit dilinden geldiğine inanıyor ancak burada şu ana kadar Hitit dönemine ait hiçbir arkeolojik bulgunun izine rastlanmamış. Ancak bölgede M.Ö. 7. yy’a tarihlenen çanak çömlek parçaları bulunmuş.

Kentinin kuzey kesimindeki mimariye bakıldığında, en erken yerleşimin M.Ö. 6. yy’da gerçekleşmiş olabileceği düşünülüyor.

Limyra’daki Ptolemaion Anıtı

Küçük Asya, Galatlar tarafından işgal edildiğinde, Büyük İskender’in varisi II. Batlamyus şehri desteklemiş ve kurtarmış. Halk, kahramanları için bir anıt inşa ederek, Ptolemaion adını vermişler.

Ptolemy Tapınağı’nın, çoğu bölümü yıkılmış durumda, ancak  tamamı yaklaşık 30 metre yüksekliğinde iki parçalı bir yapı. Yunan kahramanları ve şövalyeler arasındaki savaşı tasvir eden kabartmalarla süslenmiş küp şeklinde bir tabana sahip.

Batık Bazilika Ve Sütunlu Cadde

Bizans duvarı Ptolemaion’u kaplıyor ve duvarın diğer tarafına açılan kapıdan geçtiğinizde hoş bir şekilde şaşıracaksınız.

Limyra’daki ilk izlenim o kadar da heyecan verici olmayabilir. Kentin etrafını seralar çevreliyor ve girişten görülebilen yapıların çoğu o kadar etkileyici değil.

Limyra kazı ekibi başkanı Martin Seyer, biz bu yazıyı yayınladıktan sonra bizimle iletişime geçti ve burada yüzmenin yasakladığını belirtti.

Olay yerinde bu yasak için herhangi bir ibare görmesek de, bir arkeolog olarak batık kalıntıları aşırı hevesli yüzücülerden koruma çabalarını destekliyoruz. Eğer yüzmeye meraklıysanız, Finike plajı sadece kısa bir sürüş mesafesinde sizi bekliyor olacak!

Limyra’da Bir Yürüyüş

Limyra’da yapacağınız bir yürüyüş sayesinde, deneysel bir arkeolojik deneyime sahip olacaksınız. Türkiye genelinde birçok antik kenti ziyaret etmemize rağmen, ilk defa bu ibarenin yer aldığı bir bilgilendirme panosu gördük. Arkeologlar bu yapıya Andron ismini vermişler.

Esas olarak ahşap kirişlerden yapılmış bu çekici yapı, birçok Likya kaya mezarının dış duvar stili hakkında fikir edinmek için inşa edilmiş. Çivi, vida veya yapıştırıcı kullanılmadan inşa edilen bu yapı tekniğinin, yüzyıllar öncesine ait olduğu düşünülüyor. Model üzerinde teorik araştırmalar yapıldıktan sonra, yapı Limyra’nın arkeolojik misyonu için yeni bir alan yaratmak amacıyla kullanılmaya devam ediyor.

Limyra Kazıları

Buradaki arkeolojik faaliyetler son 50 yıldır devam ediyor. Ziyaretimiz sırasında bir ekip Gaius Caesar için yapılan anıtın yanındaki alanda kazı yapıyordu.

Anıt, Limyra’nın ayakta kalan en güçlü yapılarından biri. Esasen, M.S. 21 Şubat 4’te Limyra’da ölen Roma İmparatoru Augustus’un torunu ve gelecekteki varisi için boş bir mezar olarak yapılmış. Kabartmalarla süslü yapının, bir kısmı şu anda Antalya Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir.

Tiyatro ve Roma Hamamları

Günümüzde Limyra antik kenti, bir yol ile ikiye bölünmüş. Roma Tiyatrosu yolun diğer tarafında, Roma Hamamı’nın hemen yanında yer almaktadır. At nalı şeklindeki yapı bağımsızdır ve orijinal yapısı M.Ö. 2. veya 1. yüzyıla kadar izlenebilir. M.S. 1. yy’da depremle büyük hasara uğramasından sonra ciddi değişimlere uğramıştır.

Yanındaki bilgi panosuna göre tiyatro, gölgeliğin altında yaklaşık 20.000 seyirciyi ağırlayabiliyormuş.
Bugün tiyatro kısmen gömülü ve dört sıra oturma yeri hala toprağın altına gizlenmiş durumda.

Limyra Nekropolis’inin Bir Bölümü