Laodikeia

Anadolu’daki Yedi Kilisenin Sonuncusu

Eğer Laodikeia’nın resimlerini gördüyseniz, ilk gözünüze çarpan şey bu antik kentin her tarafında bulunan sütunların çokluğudur. Biz, bir tek Perge’de bu kadar çok sütun ve sütunlu cadde görmüştük, herhalde bu konuda ikinci sırayı Laodikeia’nın aldığını söylemek abartı olmayacaktır. Her ne kadar, Laodikeia’nın çok büyüleyici bir yer olduğunu söyleyemesek te buranın çok ilginç bir yer olduğu kesin.

 

Ancak, halen devam eden restorasyon çalışmaları insanı meraklandırıp düşünmeye sevk ederken, adeta kentte eksik olan cazibe ve büyüyü de bir ölçüde telafi ediyor. Sonuç olarak, peş peşe gelen depremlerle yerle bir olmuş önemli bir tarihi şehirden bahsediyoruz. İncil’de adı geçen ve Hristiyanlıktaki ilk yedi kilisenin sonuncusu olan Laodikeia, günümüzde yürütülen restorasyon çalışmalarıyla o eski parlak günlerine dönmekte, bu da onu gezilip görülmesi gereken göz alıcı bir yer haline getirmektedir.

Günümüzde, Türkiye’nin en büyük ve ilk kurumsal arkeolojik kazı alanı olan Laodikeia’da sistematik kazı çalışmaları 2002 yılında başlatılmış olup, restorasyon faaliyetleri 2009 yılından beri aralıksız sürdürülmektedir. Kazı heyeti başkanı Profesör Celal Şimşek, amaçlarının burada yaşayan bir ‘arkeolojik park’ kurmak olduğunu söylüyor. Antik kentte yapacağınız bir yürüyüşüyle yapılan kazı çalışmalarının gerçek boyutlarını görmeniz ve ziyaretçi olarak canlı bir müze deneyimi yaşamanız mümkündür.

 

Son Vahiy Kilisesi’nin restorasyon projesine dahil edildiğini ve ziyaretçilere açık olduğunu söylemekten mutluluk duyuyoruz. Bu makalede bizimle bir tur atmaya ne dersiniz?

Laodikeia’nın Tarihi

Denizli’nin 6 km kuzeyinde bulunan Laodikeia kentindeki ilk yerleşimlerin erken Kalkolitik Dönem’e (M.Ö. 5500) kadar uzandığına dair kanıtlar bulunmaktadır. Batı Frigya’nın bu kentinde son zamanlarda yapılan kazılarda bu tarihlemeyi destekleyen, erken Kalkolitik Dönem ve klasik döneme ait buluntulara rastlanmıştır. Ancak, şehrin bugünkü adını Helenistik Dönem’de şehrin kurucusu Selevkos Kralı II. Antiochus’un karısı Laodike’den aldığı bilinmektedir.

Laodikeia, daha önceleri “Rhoas” veya tanrı Zeus’un şehri anlamına gelen “Diospolis” ismiyle bilinirdi. “Zeus kenti” anlamına gelen bu ilk ad, burada çok eski ve köklü bir kutsal yerin varlığına işaret etmektedir. Ancak, Helenistik dönemden itibaren şehir büyüyerek önem kazanmaya başlamış ve M.S. 1. ve 3. yüzyıllar arasında 80.000 kişilik bir nüfusa ulaşmıştı. Aynı dönemlerde yakınındaki Hierapolis (Pamukkale) kentinde yaklaşık bu nüfusun yarısı olan 40.000 kişinin yaşadığını söylemek herhalde bir karşılaştırma yapmak açısından daha anlamlı olacaktır.

 

O dönemde, ticaret, kültür, sanat ve spor alanlarında çok canlı ve gelişen bir metropol olan Laodikeia’nın en önemli gelir kaynağı dokumacılık ve tekstil ticareti olup, bunu mermercilik, tarım ve hayvancılığın takip ettiğini söyleyebiliriz. Ayrıca, Yuhanna tarafından yazılan İncil’in Vahiy bölümünde adı geçen ve Hristiyanlıkta simgesel bir öneme sahip olan ilk yedi kiliseden yedincisi ve sonuncusu olan Laodikeia’nın bu özelliğini de unutmamak gerekir.

Sıklıkla depremlerin olduğu bir bölgede bulunan Laodikeia yüzyıllar boyunca çok büyük depremler geçirmiştir. Kent, M.S. 494 yılında geçirdiği büyük bir depremle yerle bir olduktan sonra kendini tam olarak toparlayamamış ve son büyük darbe 602-610 yılları arasında Focas döneminde geçirdiği bir depremden sonra şehre su sağlayan Başpınar kaynağının büyük hasar görmesiyle birlikte gelmiş ve şehir tamamen terk edilmiştir.

Laodikeia’yı Keşfetmek

Eğer Laodikeia’yı tümüyle görmek istiyorsanız, yaklaşık 5 km² lik bir alana yayılmış olan bu antik kentte epeyce uzun bir yürüyüşe hazır olun. Restore edilmiş yerlerin büyük bir bölümünü ‘kısa tur’ ile görebilirsiniz.

Ancak, bu gezinize stadyumu da dâhil etmek istiyorsanız uzun tura hazır olmalısınız. Her iki turun güzergâhı işaret ve bilgi tabelaları ile gayet güzel belirlenmiş olup, ören yeri girişinden sesli rehber temin etmek mümkündür.

Laodikeia’ya yapacağınız ziyaretinizi kolaylaştırmak ve önceden planlayabilmenizi sağlamak amacıyla Tutku Tours‘un hazırladığı haritadan yararlanabilirsiniz.

Laodikeia’nın önemli ve günümüze kadar gelebilen yapıları içinde, Anadolu’nun en büyük stadyumlarından biri, 2 tiyatrosu, 4 hamam kompleksi, 5 Agorası, 5 Anıtsal Çeşmesi (Nympheum), 2 Ana Giriş Kapısı (Propylon), Meclis Binası (Bouleuterion), Tapınakları, kiliseleri ve anıtsal sütunlu caddeleri yer almaktadır. Tabii ki, saydığımız tüm bu yapıların henüz hepsi restore edilmiş durumda olmasa da, sadece restore edilmiş olanlar bile aklınızı başınızdan almaya yetecektir.

Suriye Caddesi Kaldırımının Detayları

Suriye Caddesi

Laodikeia ziyaretiniz Suriye Caddesine girdiğiniz Doğu Bizans Kapısı ve Kulelerinden başlayacaktır. Geçmişi Roma İmparatorluk dönemine dayanan ve Dor nizamında yapılmış sütunlarla süslü bu cadde şehrin ana arterlerinden biridir. 2007 yılında, toplam 900 m. uzunluğundaki bu caddenin 400 metrelik bölümü cadde kenarında yer alan dükkânların ön kısımları ve revaklı bölümler de dâhil olmak üzere tamamen kazılmıştır. Bu kazılarda sütunlar, sütun başları, arşitrav parçaları ve kaideler gün yüzüne çıkarılmış ve caddenin 6. yüzyıldaki orijinal görüntüsüne uygun olarak restore edilmiştir.

Suriye Caddesi boyunca yürürken, birkaç tane evin, çeşmelerin, A Tapınağı’nın, Merkez Agora’nın ve Kuzey Agoraya açılan kapının önünden geçersiniz. Son derece keyifli olan bu gezinti esnasında caddeye açılan dükkânların önünde mermere çizilmiş ve şimdiki tavla oyununun atası sayılabilecek ‘Duodecim Scripta’ şekillerini kaçırmamaya çalışın.

Doğu Bizans Kapısı ve Kuleleri M.S. 395-396 yıllarında şehri çevreleyen surları tamamlamak amacıyla yapılmıştır. Kuleler, 2008 yılında oradaki mevcut orijinal malzemeler ve taşlarla kısmen onarılarak restore edilmiştir.

Tapınak A, M.S. 2. yüzyılın ikinci yarısında yapılmış, Diocletianus Döneminde (284-305) büyük bir tamirat görmüştür. Orijinalinde Apollo, Artemis ve Afrodit’e adanan bu tapınak daha sonraları Hristiyanlığın resmi din olarak kabul edilmesiyle 4. yüzyılda kilise arşivi haline dönüştürülmüş, ancak 494 yılındaki depremde yıkılmıştır. Toplam 54 adet sütun ve duvara yapışık sütunlarla (pilaster) çevrelenen tapınak avlusu ve çevresinde ayakta kalan diğer yapılar ise 7. yüzyıldaki büyük depremde yerle bir olmuştur.

Restorasyon çalışmaları esnasında bu sütunların 19 tanesi yeniden ayağa kaldırılmış, tapınağın merdivenleri ile tapınak kapısı onarımdan geçirilmiştir. Bir zamanlar tapınağa sunulan hediyelerin saklandığı tonozlu alt odanın üstü cam ve çelik konstrüksiyon düz bir çatıyla örtülerek koruma altına alınmıştır. Bu cam terastan etraftaki muazzam manzarayı ve alttaki giriş bölümünü seyretmek mümkündür.

Tapınak A’da Yenilenmeyi Bekleyen Sütun Parçaları

A Tapınağının Köşe Sütunları, Tapınağın Bir Zamanlar Ne Kadar Etkileyici Olduğuna Dair İpucu Veriyor.

Merkez Agora

Suriye Caddesinin güney kısmında, Septimus Severus Çeşmesi’nin hemen karşısında, arkasında Merkez Hamam’ın bulunduğu Merkez Agorayı göreceksiniz. Zamanında etrafı sütunlu revaklar ve dükkânlarla çevrili olan Merkez Agora Roma imparatorluk döneminde inşa edilmiş olup erken Bizans dönemine kadar bu işlevini sürdürmüştür. Meydanlığın ortasında bir dikilitaş veya sütun bulunmaktaydı. Önceleri bu dikilitaşın üzerine bir heykel bulunurken, sonraları tanrının birliğini ve Hristiyanlığın gücünü sembolize etmesi açısından bu heykelin kaldırıldığı düşünülmektedir.

Ne yazık ki, bir zamanların o ihtişamlı Merkez Agorasıdan günümüze çok az şey ulaşabilmiştir. Hele, agoranın tam karşısındaki Septimus Severus Çeşmesi’nden geriye pek bir şey kaldığını söylemek daha da zordur. 2003 yılında kazısı yapılan 41,6 x 14,30 m boyutlarındaki bu anıtsal çeşmenin günümüzde ön tarafında bulunan dikdörtgen biçimli havuzun sadece ön duvarı ayaktadır. Ancak, bir zamanlar üç tarafı çift sıra halinde dizilmiş sütunlarla çevrelenen mermerden yapılmış bir yapı olan bu görkemli çeşme muhteşem bir eser olmalıydı.

Kuzey Agorada Güzel Bir Işık Oyunu

Kuzey Veya  Kutsal Agora
Septimus Severus Çeşmesi’ni hemen geçer geçmez Kuzey veya Kutsal Agora’ya girişi sağlayan oldukça görkemli bir anıtsal kapıya (propylon) geleceksiniz. Kapının her iki yanında prizma biçiminde kaideler üzerinde yükselen sütunların taşıdığı bir konsol bulunmaktadır. Bu süslemeli kapıdan geçerek dört basamaklı bir merdivenle Kutsal (Kuzey) Agoraya ineceksiniz. Roma İmparatorluk döneminde kutsal bir avlu (temenos) işlevi gören bu mekan, ancak 4. yüzyıldan itibaren agora olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Laodicea’nın Kuzey Agorası

265 X 128 m. gibi muazzam boyutlara sahip Kutsal (Kuzey) Agora’yı çevreleyen sütunlu revakların duvar kısımlarından tiyatrolara çıkış yolları bulunmaktadır. Tarihte Laodikeia’daki tüm binalar gibi Kuzey Agora’da depremlerle yerle bir olmuştur. Restorasyon çalışmaları esnasında yıkılan sütunların pek çoğunun tekrar ayağa kaldırıldığını göz önünde bulundurduğunuzda, Kutsal Agora’nın tabanına ulaşabilmek için burada metrelerce derinlikte kazı ve hafriyat çalışması yapıldığını kolayca anlayabilirsiniz.

(Arka planda Pamukkale)

 

Laodikea Konseyi

Bemadan Görülen Laodikeia Kilisesi İçi

 

Laodikeia Kilisesi

Sütunlu caddenin güneyinde caddeye bitişik olarak inşa edilmiş olan Laodikeia Kilisesi, M.S. 313 yılında imparator Büyük Konstantin döneminde yapılmıştır. 4. Yüzyıldan itibaren Laodikeia önemli bir Hristiyan hac merkezi haline gelmiştir. Günümüzde de, Laodikeia (Hac) Kilisesi İncil’de bahsi geçen ilk 7 kiliseden birisi olması sebebiyle Hristiyanlık tarihinde büyük bir öneme sahiptir.

Laodikeia (Hac) Kilisesi, antik kentte yürütülen kazılarda 2010 yılında tespit edilmiş ve aynı yıl yapılan kazı çalışmaları tamamlanmıştır. Kilise mimarisinde yenilikçi bir özellik olarak 11 adet apsise benzer niş bulunmaktadır. Narteks kuzey-güney yönlü olup buradan üç ayrı kapıdan naos kısmına geçilir. Kilise mimarisinin bir özelliği olarak naos odası kuzey, orta ve güney olmak üzere bazilikal planlı üç nefe ayrılmıştır. Kuzey ve Güney nefler bitkisel ve geometrik tarzda yapılmış mozaik döşemeye sahiptir.

Batı Tiyatrosu

Lykos’un kıyısındaki Laodikeia iki tiyatrosu ile ne kadar övünse azdır. İlk inşa edilen Batı Tiyatro (Küçük Tiyatro) olmuştur.  Öğleden sonra esen batılı rüzgârları alan, 8.000 kişilik oturma kapasitesine sahip bu tiyatro, şehrin eski yerleşim yerine bakan doğal bir yamaç üzerine yapılmıştır. Bu tiyatro, inşa edildiği Helenistik dönemden büyük bir depremle yıkıldığı Focas dönemine kadar hizmet vermiştir. Günümüzde bu tiyatroda, bizzat yerinde hayranlıkla canlı olarak izleyebileceğiniz restorasyon çalışmaları sürdürülmektedir.

 

Kuzey Tiyatrosu

Laodikeia’nın ikinci tiyatrosu olan Kuzey Tiyatro (Büyük Tiyatro) M.S. 2. yüzyılda şehrin artan nüfusu karşısında Batı (Küçük) Tiyatro’nun yetersiz kalması üzerine inşa edilmiştir. Antik Hierapolis kentine bakan ve 12.000 kişilik oturma kapasitesine sahip olan Kuzey Tiyatro’dan  Pamukkale’nin beyaz travertenlerini görmeniz mümkündür. 7. Yüzyıla kadar kullanılan bu tiyatroda, günümüzde henüz herhangi bir kazı çalışması yapılmamıştır. Bu tiyatro da aynı Batı Tiyatro (Küçük Tiyatro) gibi 1990 yılına kadar taş ve kireç ocağı olarak kullanılmıştır.

Stadyum Yolunun Bir Bölümü

 

Stadyum Caddesi

Stadyum Caddesi de şehrin stadyumuna giden sütunlu ana arterlerden biridir. Bu cadde boyunca yürürken, Efes Caddesi Portikosu, latrinalar (tuvaletler), anıtsal çeşmeler, kamu binaları ve Büyük Hamam’ın önünden geçersiniz. Bu sütunlu cadde M.S. 84-85 yıllarında İmparator Domitian döneminde yaptırılmıştır. Tabanı traverten bloklarla döşenmiş olan revaklı bölüme caddeden iki basamakla çıkılmakta olup, Stadyum Caddesi 2. yüzyıldan 7. yüzyılın ortalarına kadar yaklaşık 5 asır boyunca çok yoğun bir şekilde kullanılmıştır.

Stadyum Yolundan Detaylar

Bouleuterion’dan Gymnasium Kompleksinin Görünümü

Stadyum Ve Güney Hamamları İle Gymnasium Kompleksi

Laodikeia’da, doğu-batı doğrultusunda uzanan Stadyum kentin güneybatısında Güney Hamamları ile Giymnasium Kompleksinin hemen alt tarafında bulunmaktadır. Tamamen doğal bir yamaca inşa edilmiş olan 285 x 70 m boyutlarındaki stadyum, 25.000 kişilik bir kapasiteye sahiptir. Stadyumun hemen bitişiğinde bulunan Güney Hamamları yarışlara katılan sporcuların ve halkın kullandığı bir mekândı.

Her ne kadar, Güney Hamamları’nın Laodikeia’daki en iyi korunmuş binaları olduğu söylense de gerçek tam böyle değildir. Zira, Laodikeia’da bulunan diğer anıtsal yapılar arasında Güney Hamamları ve Gymnasium Kompleksi hiç restorasyon görmeyen yapılardır. Kuzey tarafından Güney Agora’nın bitişiğinde bulunan, 133 x 75m. boyutlarında tonozlu bir yapı stiline sahip bu kompleks M.S. 135 yılında Proconsul Gargilius Antioius tarafından inşa ettirilerek imparator Hadrianus’a ithaf edilmiştir.

Aklınızda Bulunsun

Nasıl Gidilir: Özel yada kiralık araç (sayfa sonundaki haritaya bakın).

En Yakın Havalimanı: Denizli Çardak Havalimanı.

Park Yeri: Mevcut.

Yürüyüş Yolu: Kolay – Orta.

Bebek Arabası: Uygun.

Giriş Ücreti: Ücretli (Müzekart geçerli).

Tesis: Otopark yakınında küçük bir kafe ve tuvalet mevcut.

Ziyaret İçin En Uygun Zaman: Tüm yıl boyunca hava şartlarına bağlı olarak ziyaret edilebilir.

 

Şu Stadyumun Boyutuna Bir Bakın!

Lycus Laodikeia Parçaları Her Tarafta

Pratik Bilgiler

Eğer gördüğünüz Laodikeia fotoğrafları sizlere yeterince fikir vermiyorsa, kısaca söyleyelim, Laodikeia kesinlikle verdiğiniz emeğe ve zamana değecektir.  Eğer bu güzel antik kenti tam anlamıyla gezip görmek istiyorsanız, 2 saatlik bir zaman dilimi çok daha doğru bir süre olacaktır. Biz burada dolu dolu bir günümüzü geçirdik.

Burada kazı, restorasyon ve tarihi yeniden inşa etme çalışmaları halen devam ettiğinden ötürü, bazen kapatılan belirli yerlere giremeyebilirsiniz. Eğer gişeden sesli rehber alıp para harcamak istemiyorsanız, antik kentin her tarafında yeterli ve açık bilgiler içeren açıklayıcı tabelalar göreceksiniz.

Çok geniş bir alana yayılan ören yerini gezerken, sağlam ve rahat yürüyüş ayakkabıları giymenizde, özellikle sıcak havalarda yanınızda su bulundurmanızda yarar vardır. Etrafta ağaç veya gölgelik bir yer bulamayacağınızdan, sıcak ve yakıcı güneşten korunmak için şapka ve güneş yağı kullanmanız faydalı olacaktır.

Laodikeia gezinizi yakınında bulunan Hierapolis ve Pamukkale ziyaretleriyle birlikte değerlendirebilirsiniz. Ayrıca, yine yakınlarda bulunan harika ahşap camileri de mutlaka görün.

Laodikeia hakkında herhangi bir sorunuz yada yorumunuz varsa, lütfen iletişim sayfamızdan bize ulaşın. Ayrıca Facebook ve Instagram üzerinden bize mesaj gönderebilir veya yorum bırakabilirsiniz.

Türkiye ile ilgili güzel fotoğraflarınızı veya deneyimlerinizi paylaşmak için Facebook Turkey Travel Photography grubumuza  katılabilirsiniz.

Yakınlarda Başka Nereler Var?

Denizli’nin neredeyse kaybolan bakırcılık geleneği  (6 km)

Hierapolis, Pamukkale’nin yakınındaki antik kent (10 km)

Pamukkale turlarının uğramadığı harika camiiler, şu duvar resimlerine bakın! (14 km)

Kaklık mağarası, Pamukkale’nin yeraltı versiyonu (24 km)

Tripolis,  4 ismi ve büyüleyici kalıntıları olan antik kent (26 km)

 

İlginizi Çekebilir

Kremna

Bazı antik kentlerin adlarını nereden aldıklarını bulmak için tarihin derinliklerine inip araştırmanız gerekir; ama Kremna onlardan biri değil! Adının kaynağına ulaşmak için tek yapmanız gereken Bucak (Burdur) yakınındaki, adı Eski Yunanca’da ‘uçurum’ anlamına gelen Kremna’yı ziyaret etmektir. (Devamını oku)

Buldan

Pek fazla kişi tarafından bilinmemekle birlikte, Pamukkale’ye çok uzak olmayan Denizli ilinde bulunan Buldan, eski güzel otantik bir ilçe.Buldan ve çevresi, Osmanlı dönemi öncesinden beri el dokuması kumaşlarıyla ünlü. (Devamını oku)

Efes

Efes, sizi İstanbul, Kapadokya ve Pamukkale gibi diğer kültürel merkezlerle buluşturan ünlü üçgenin bir parçasıdır. Roma döneminde Küçük Asya’nın başkenti olan Efes, bugün de hem Türkiye’nin hem de Avrupa’nın en kapsamlı klasik metropolüdür. (Çok yakında)

DENIZLI HAVA DURUMU

© 2016-2022 All rights reserved by slowtravelguide.net.
The content of this website is copyright protected and the property of slowtravelguide.net.No part of this website may be reproduced in whole or in part in any manner without the written permission of the copyright owner.
Copyright ©2016-2022 Tüm hakları saklıdır. Bu (slowtravelguide.net.) web sitesinin içeriği koruma altındadır ve slowtravelguide.net.Buradaki hiçbir içerik (yazı,fotoğraf,video vb.) izinsiz olarak kopyalanamaz, alıntı yapılamaz,başka yerde yayınlanamaz.