GİZEMLİ KENTE YOLCULUK

Macera ve gizem dolu bir yolculuğa çıkmaya mı hazırlanıyorsunuz? Karya’nın mistik Latmos Dağları’nda yer alan ve gizli bir sığınak olan Gerga’dan başka bir yere bakmayın. Nefes kesici kaya oluşumları ve anlaşılması zor tarihiyle bu büyüleyici dağ sırası, hevesli yürüyüşçülerin mutlaka ziyaret etmesi gereken bir yer. Gerga’nın sırlarını keşfederek gününüze bir kültür ve hatta okültizm dokunuşu katın. Bu esrarengiz kent hakkında çok az şey bilinmesine rağmen, yalnızca hedefinize ulaştığınızda ve kendinizi anın büyüsüne kaptırdığınızda cazibeyi artırır. Bilinmeyeni keşfedin, gizemi kucaklayın ve Gerga’nın duyularınızı cezbetmesine izin verin.

Ancak oraya ulaşmak için biraz zorlu bir yürüyüş parkurunu aşmanız gerekiyor ve çoğu kişi ilk denemesinde hedefe ulaşamıyor. Bu makalede size oraya nasıl gideceğinizi ve neden gitmeniz gerektiğini anlatacağız.

Sizi, alışılmışın dışına çıkarak ve bu esrarengiz Karya-Helenistik köyünün, nekropol ve kutsal alanın sırlarını açığa çıkarmaya davet ediyoruz. Gerga ile ilgili ulaşabildiğimiz bilgi az olsa da, Fransız araştırmacılar Cousin ve Laumonier’in yanı sıra İngiliz meslektaşları Bean tarafından paylaşılan hikayeler, Gerga’nın büyüleyici tarihine dair umut verici bir bakış sunuyor.

Gerga antik kenti ile ilgili net olan tek bilgi adı olabilir. Çevrede dolaşırken Gerga ismini belkide 20’den fazla kez kayalara ve yapılara kazınmış şekilde görebilirsiniz. Yazıtlar çoğunlukla Yunanca ya da Latince olup, Gerga, Gergas ve Gergakome olarak görünmektedir. Bazı araştırmacılar ”Gerga” isminin, Herodot’un metinlerinde adı geçen Gerga ve Leukai Stelai’nin aynı olduğuna ve Gerga’nın bir yer değil, bir Tanrı’nın adı olduğuna inanıyor.

Richard P. Harper, ‘İki Karya Notu’ adlı eserinde Gerga adının “Kar Tapınağı” anlamına geldiğini ve onu yakınlardaki Alabanda bölgesine ve Kar’ın oğlu Alabandos efsanesine bağladığını iddia ediyor. Aynı zamanda bu yerin farklı yüzyıllar boyunca evrimleştiği teorisini desteklemekte olup, bu durum neden isimle ilgili birçok hipotezin bulunduğunu ve hatta aynı ismin farklı versiyonlarının bulunduğunu açıklıyor.

Buranın adı ve tarihi ne olursa olsun, gezmeye başlar başlamaz büyülenmeden edemiyorsunuz. Sanki bu esrarengiz atmosfer sizi içine çekiyor. Çoğu zaman, çevredeki bilgi panolarını okumak tatmin edici bir deneyim olsada bir şekilde, bu bilgi eksikliği işe yarıyor ve hatta duyularınızı geliştiriyor. Etrafınız neredeyse dünya dışı kayalar, yapılar ve hayal gücünüzü harekete geçiren eserlerle çevrili olduğundan ortam gerçekten muhteşem.

Kentteki en belirgin yapı, giriş kapısının üzerinde Gergas adının yazılı olduğu küçük bir tapınak veya tapınak-mezardır. Bu bina, çatısı da dahil olmak üzere tamamen taştan yapılmıştır. Birinci oda 4,70 x 4m ölçülerinde kareye yakın bir plana sahip. Ancak arka duvar, dışarı doğru uzanan ve 2,40 x 2,80 m ölçülerinde daha küçük bir odaya açılan bir açıklıkla kesintiye uğramaktadır. Bu niş muhtemelen mezarın kendisine ev sahipliği yapmak için tasarlanmıştı ve ana oda pronaos görevi görüyordu.

Şu Muhteşem Çatı Detayına Bir Bakın!

STEL VE ALTAR

Tapınak mezarın yakınında, yine üzerinde Gergas yazılı, yüksekliği 3 m’yi aşan iki sivri uçlu stel vardır. Aralarında şimdi devrilmiş olan devasa bir heykel duruyormuş. İkinci stelin hemen yanında sunağa benzeyen bir şey duruyor. Daha modern zamanlarda bu bloğun zeytinyağı üretimi için kullanıldığını varsayan Laumonier dışında hiçbir kaynak bu bloğun ne için kullanıldığını belirtmiyor. Asıl amaç bir sır olarak kalıyor.

Bu Stelin Hâlâ Ayakta Olması Şaşırtıcı

Gerga’nın diğer ünlü yapıları, önleri açık olan  ve daha küçük kare çatı yapılarına sahip mezarlar veya çeşme odaları olabilir ancak bu yapıların ne olduğuna dair kesin bir bilgi yok. Bazıları ‘Gerga’ kelimesini ve hatta dekoratif aslan başlarını da taşıyor. Kentin terası hâlâ ayakta duran devasa bir duvarla destekleniyor. Bu ikisinin arasında yalnızca uzaktan doğa, kayalar ve aşağıdaki rezervuar manzarası görülüyor.

Gerga’da bulunan birçok heykel bugün ayakta değil. Bu heykellerden biri ya da en azından heykelin bir kısmı şu anda İzmir Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor. Gövdesi yaklaşık 3 ton olan bu heykel, 2 metreden yüksek ve 1 metreden geniştir. Göğsünde Gerga kelimesi yazılı olan bu parçanın, 7 metreden daha yüksek devasa bir heykelin parçası olduğuna inanılıyor.

Gerga’ya büyülü ve gizemli bir yolculuk haline getirmek istiyorsanız biraz araştırmalısınız. Bu yerin hâlâ tam olarak keşfedilmemiş olmasının bir nedeni, onu bulmanın zorluğuyla ilgili olabilir. Teorik olarak, hemen üstünden toprak yol geçtiği için konuma arabayla ulaşmak mümkün, ancak buranın cazibesini deneyimlemek için bunun doğru yol olmadığına inanıyoruz.

Bölgeyi tam olarak kavramak için yürümeniz gerekiyor. Doğanın sessizliğini ve ince seslerini dinleyin. Çevrenin değerini bilin ve Gerga ziyaretçilerinin bu olağanüstü yere gelirken sarf etmesi gereken çabayı hissedin.

Biz Gerga antik kentine ulaşmak için Alabayır Köyü’nden Gerga’ya kadar yürüdük. Eski Çine yakınındaki D550 karayolundan köye rahatlıkla gidebilir ve Gerga tabelalarını takip edebilirsiniz. Yürüyüşe başlamadan önce, antik bir Roma köprüsünün bulunduğu köyün hemen ilerisindeki köşeden köye dönün ve camiye giden yol boyunca ilerleyin. Camiye varmadan sağdan devam edin. Daha sonra vadi ve rezervuar yönünde aşağı doğru ilerleyin. Burası çıkmaz sokak olduğu için durmak zorunda kalacaksınız.

Daha sonra köydeki son evin etrafında dolaşın ve burada bir lahit göreceksiniz. Yürüyüşün tamamı vadinin sağ tarafında, çoğunlukla keçi yolları üzerinde. Sağlam yürüyüş ayakkabıları ve sizi bazen dikenli çalılıklardan korumak için bacaklarınızı koruyan giysiler de dahil olmak üzere uygun şekilde giyindiğinizden emin olun.

Yol üzerinde inekler için yapılmış dikenli tel çitlerle ve kapılarla karşılaşacaksınız, sadece kapıyı açın ve arkanızdan kapatın. Doğru yolu bulmak bazen kafa karıştırıcı ve zor olsa da endişelenecek bir şey yok. Sizi Gerga’nın tam konumuna yönlendirecek bir GPS’niz yoksa yola gitmeden önce köyde yaşayan yerel rehberleri kullanmayı düşünebilirsiniz. Niyetimiz bu olmasa da köyden bir çift, oğullarının bize eşlik etmesi konusunda ısrar etti. Yaklaşık 1,5 saat 3 kilometrelik bir yolculuğun ardından Gerga’ya vardık.

Önerdiğimiz Bazı Lokasyonlar

POSTS NEARBY

• Gökbel Vadisindeki fresk resimleri (7.96 km)
• Muğla’nın turistik olmayan yüzü Hekate’yi  Lagina da ziyaret edin. (18.29 km)
• Alabanda: kırsal alanla antik kentin buluşması (18.88 km)
• Stratonikeia, Türkiye’nin güneyindeki gizem (23.94 km)
• Alında: kutsal Latmos dağlarında saklanmış antik kent (28.37 km)

Yazımızın başında da söylediğimiz gibi bu yürüyüş parkuru bir parkta yürümek gibi değil. Bir doğa yürüyüşüne hazırlandığınızdan emin olun. Yanınıza yeterli su ve yiyecek getirin ve uygun şekilde giyinin.

Gerga hakkında herhangi bir sorunuz yada yorumunuz varsa, lütfen iletişim sayfamızdan bize ulaşın. Ayrıca Facebook ve Instagram üzerinden bize mesaj gönderebilir veya yorum bırakabilirsiniz.

Türkiye ile ilgili güzel fotoğraflarınızı veya deneyimlerinizi paylaşmak için facebook Turkey Travel Photography grubumuza  katılabilirsiniz.